İran ve İsrail arasında yeni cephe: Bedel ödeyecekler
BARTU EKEN/ KANAL7 DIŞ HABERLER SERVİSİ
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun üst düzey üyesi Tuğgeneral Seyyid Razi Musavi, Suriye’nin başkenti Şam’daki evinde İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısında öldürüldü.
Seyyide Zeynep Mahallesi’nde gerçekleştirilen bu saldırı, İran’ın son yıllardaki en büyük kayıplarından biri oldu.
Musavi, 3 Ocak 2020’de Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD İHA’ları tarafından öldürülen Korgeneral “Hacı Kasım ve Gölge Komutan” lakaplarıyla bilinen Kasım Süleymani’nin yakın arkadaşlarından biriydi ve Süleymani’den sonra kısmen onun görevini devralmıştı. Kudüs Gücü komutanlığı görevini yürüten Musavi’nin bilhassa Suriye bölgesindeki sorumluluk ve yetki alanının oldukça geniş olduğu rapor edildi.
Suikaste uğrayan Tuğgeneral, Suriye’de İran’ın vekil gücü olan Şii milislerin istihdamı, Deyrizor’dan Tabka’ya, Lazkiye’den Dera’ya kadar uzanan geniş bir alana konuşlanmaları, DEAŞ’e karşı Humus çölünde yürütülen askeri operasyonlar ve Palmira’nın savunulması gibi görevlerden sorumluydu.
Musavi aynı zamanda Irak-İran savaşında aktif rol almış ve Saddam rejimine karşı başarılar elde edilmesinde büyük bir pay sahibi olmuştu.
Dolayısıyla Musavi’nin Irak’ta İran hegemonyasına karşı olan Sünni gruplar arasında ve bağımsızlıkçı düşüncelere sahip Şiiler arasında parlak bir imajının olmadığı değerlendiriliyordu.
İran medyası, Musavi’nin daha önce de İsrail tarafından hedef alındığını ancak suikast girişimlerinin başarısız olduğunu ifade etti.
Musavi suikasti, uluslararası boyutta, üçüncü bir ülkenin toprağında gerçekleştiği için tepki çekti.
TEPKİLER ART ARDA GELDİ
Musavi suikastine yönelik en yüksek perdeden tepki, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’den geldi.
Reisi yaptığı açıklamada İsrail’i tehdit etti.
“Siyonistler bu suçun bedelini mutlaka ödeyecek.” ifadelerini kullandı.
İran’ın Lübnan’daki müttefiki Hizbullah ise Musavi için taziye mesajı yayınladı.
İsrail’in saldırılarının sınırı aştığını ve bölgeye barış getirmekten uzak eylemler sergilemeye devam edildiğini vurguladı.
Saldırı altındaki Filistin’de ise iki direniş grubundan açıklama yapıldı.
Hamas, Musavi suikastini Arap bağımsızlığını zedeleyen ve tüm bölgenin güvenliğini tehlikeye atan korkunç bir suç olarak nitelendirdi.
İslami Cihat hareketi ise saldırıyı korkakça olarak nitelendirdi, Musavi’ye ve İran yönetimine taziyelerini sundu.
Analistler, Filistin’den yapılan bu açıklamaları, Tahran’ın Filistin direnişinde etkinliğinin artığı yönünde yorumladı.
Bu durumda Katar hariç Körfez Ülkeleri’nin ve Mısır’ın Hamas hareketine mesafeli olmasıyla ilişkilendirildi.
İSRAİL’İN ARDINDAN ABD SALDIRIYA GEÇTİ
İran’ın Irak’taki vekil güçleri, ABD’nin bölgedeki üslerine roket saldırıları düzenlemeyi sürdürdü.
Bu saldırılar ekseriyetle maddi hasarla sonuçlanıyor ve bazı jeopolitik uzmanları tarafından, İran’ın imajını korumak ve propaganda amaçlı olduğu değerlendirmeleri yapılıyor.
Son olarak, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Erbil Uluslararası Havalimanı yakınlarındaki ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı koalisyon üssüne bomba yüklü İHA ile saldırı gerçekleştirildiğini duyurdu.
Saldırıda 3 ABD askeri yaralandı.
Irak medyasında saldırının arkasında İran destekli güçlerin olduğu ifade edildi.
Bu gelişmenin ardından ABD karşılık verme kararı aldı.
Ardından Irak’taki askeri üssüne saldırı düzenleyen Kataib Hizbullah’ın tesislerini hedef aldı
Babil bölgesinde gerçekleştirilen hava saldırısı sonucunda 1 Haşdi Şabi üyesinin öldüğü, 20 Haşdi Şabi mensubunun yaralandığı ifade edildi.
İRAN KARŞILIK VERMEYE HAZIRLANIYOR
İsrail’in sınır ötesinde düzenlediği saldırının ardından İran’ın soğukkanlı bir şekilde karşılık vermeye hazırlandığı aktarıldı.
Tahran’ın müttefiki Husiler aracılığıyla Kızıldeniz’de İsrail’e giden ticaret gemilerini engellediği biliniyor.
Analistler, Filistin’deki orantısız saldırıların ardından ABD’nin Husilere karşı topladığı koalisyonun da pasifize olduğunu değerlendiriyor.
Dolayısıyla İran’ın Kızıldeniz üzerindeki baskıyı daha da artırarak İsrail’e karşı mali yönden karşılık verebileceği ifade ediliyor.
Bölgeyi takip eden stratejistler, İran’ın bir başka yönteminin ise Irak ve Suriye üzerinden Lübnan Hizbullah’ına silah yardımı sağlayarak İsrail’i baskı altına olmak olabileceğini belirtiyor.
Zira 7 Ekim’den bu yana iki taraf arasında sınır çatışmaları devam ediyor.
Ancak taraflardan bir kara harekatı başlamış değil.
İsrail’e kuzeyden bir cephe açılmasının Tel Aviv yönetimini askeri ve siyasi anlamda zora sokabileceği aktarılıyor.